22 Nisan 2013 Pazartesi

ALTIN DİŞLİ KAMYONCU AMCA

İyi haftalar..

Haftasonu, daha önce bir yerden bir yere eşyamızı götürmeye yardım eden altın dişli kamyoncu amca konuk oldu yine hayatımıza...Bile bile lades dedik ama, J :
''Ben onu çok seviyorum, kendi dünyasında çok mutlu ve pozitif bi amca o! '' demesiyle kikirdeyerek aradım.Moda dan koltuk getiricez,var mısın? diye...

'' Hee geleyim, hemen mi çıkçaz? '' diye sordu..
'' Pazar Pazar trafiğe kalmayalım,hemen çıkalım..Moda iskelesini biliyor musun? '' dedim.
''Bilmiyom ben oraları , siz çıkın ,kavuşurum ben size '' dedi.Orası mı, burası mı, Saracoğlu stadının orada bekleyelim bari  seni dedik..Biz gittik...Park ettik... Ama o kadar eminiz ki, sakın Kadıköy den gelme, trafiğe kalırsın diye tembihlememize rağmen kim bilir bu başına buyruk altın dişli kamyoncu amca nerelerden gelmeye kalkışacaktı..10 dk....20 dk...Leyla mızır mızır..Teo ağlamaya başladı..Araba gitmeyince en rahatsız olanlar çocuk taifesi olduğundan moraller nasıl bozuk arabada,anlatamam..Neyse aradım amcayı yahu nerdesin diye,

'' Ben boğanın ordayım,gelemiyom '' demez mi?

J ye söyledim,Allahım güler misin ağlar mısın.. ''Ben dedim merkezden gelmeye çalışıcak '' diyor..Bi taraftan da,''Çocuklar perişan, uyumaya çalışıyorlar ama sen gelmeden de ayrılamıyoruz buradan, biraz acele et! '' diyorum.
''Tamam, önemli diiilll.. ''demez mi? :)))) sanki ben özür falan dilemişim kusura bakmayın çocuklar da gürültü yapıyor baabında :)
Bir onbeş dk daha amcaya yer tarif ettik ama, bu arada bardaktan boşanırcasına yağmur başlamasın mı?

Nerdesin sorularıma '' Bi tane OPET benzinci var benzinci,,hah onun ta butarafındayım '' gibi abuk subuk tariflerle yanıt veriyor..Allahım,kayboldu adam..Öyle böyle derken bari Moda İlkolkulunu sorun birine dememle camı açtı ve ağzını telefonundan bir milim bile ayırmadan '' Müdüüüör!! müdüüüüöörr..Yav kaybolduk,bu okul varmış Kadıköy İlkokulu'' demez mi? Nasıl bağırıyorum, Modaaaaa Modaaaaaa diye,neyse ki duyuyor da'' heh Modaymış yav! '' diyor..Güç bela ( bilen bilir) duramadığımız Moda meydanında nerdeyse 1 saat dönendikten sonra bi bakıyoruz İlkokulun önünde kamyonetinden inmiş otuziki dişiyle sırıtan ( biri altın) bizim şoför..
Sanki kaybolan bizmişiz de güç bela bizi bulmuş gibi nasıl sevinçli ve gururlu :) J nin nefes almak için araladığı camdan elini ite ite sokarak tokalaşmaya çalışırken bi taraftan da çocuklara vay maşşallaa yı çakıyor.. :) O kadar mutlu ki...Sanki yağmur yağmıyor, bir saatten fazladır buluşmaya çalışmadık, biz onun torunlarıyız ve aylardır görüşmedik..Manzara bu amcanın penceresinden :)

Neyse ki yüklemeyi tamamladıktan sonra yağmur umarsızca yağmaya devam ederken ayrıldığımızda ikimizin de gözlerinden okunan '' İnşallah kamyoneti sağ salim Çekmeköy e getirebilir '' kaygımız gerçeğe dönüşmeden evimize kadar getiriyor da bir dahaki sefer için hak kazanıyor..

:)


2 yorum:

  1. Bu yeni mi kaçmış gözümden ben senin yazılarını eğlenerek sıkılmadan ve gülerek okuyorum çok hoş yaa!

    YanıtlaSil