24 Nisan 2013 Çarşamba

NE OLUR ALDANMAYIN!... ( ZOO 1 )



J de ben de hayvanları çok sevdiğimizden, Singapurda balayındayken  hep planlarımız arasında yeralmıştı hayvanat bahçelerini gezmek..

Büyülenmiştik.

En nihayetinde hayvanların doğal ortamlarından uzaklaştırıldığının farkındaydık ama öylesine iyi görünüyordu ki herşey,onlar için mutlu bile olmuştuk gezerken..
Çocukluğumun Gülhane Parkından, yetişkinliğimin Darıca Hayvanat Bahçesinden  sonra aradaki fark bünyede sarsıntıya neden olmuştu tabii..O gazla da denizayılarının afternoon partisinden penguenlerin yaz şenliklerine koşturduğumuz yeni  bir eğlence kapısı yaratmakla kalmayıp, utanarak itiraf ediyorum : gezinin son ayağı olan  Tayland Chang Mai de onlarca İtalyan, İspanyol Fransız turist  ile dakikalarca sırada bekleşip,hatırı sayılır bir de para ödeyip Bengal kaplanının kafesine destursuz girip,boynuna dolanıp '' resim çekinmişliğimiz  '' bile var..

Biz döndükten nice sonra, İz TV de Savaş Karakaş ın yunuslarla ilgili belgesellerini izledikten sonra açıldı Türkiye de dolphinariumlar...Ama o belgeselleri izledikten sonra bir daha  hayvan gösterilerine gitmemeyi prensip edindik.Haftasonu bir gazetenin ekinde bu konuyla ilgili yazıyı okuyunca '' Ben bunu blogda da yazmalıyım '' diye düşündüm, zira ortada koskoca bir yalan var!

Onlar göz göre göre, hazin bir ölüme gidiyorlar.Hem de işkence içinde, yavaş yavaş.
Yazıya göre ABD deniz kuvvetlerinin Rusya ile soğuk savaş sırasında deniz altında mayın bulmaları için eğittiği yunuslara karşılık,Rusya da böyle bir çaba içine giriyor ve fakat sonlandırmaktan vazgeçince yunuslar Karadenize salıveriliyor,eğitmenleri de işsiz kaldıklarından  Ortadoğu ülkelerine şarlatanlık yapmaya geliyorlar.Otistik çocuklara yunus terapisi safsatasını uydurup güzel paralarla işe koyuluyorlar.
Bir tarafta korkunç şartlar altında doğal ortamlarından alınarak havuzlara tıkılan,pislik içinde yaşamaya mahkum bırakılan, mutsuz,huzursuz yaşam savaşı verirken terapi yaptıkları iddia edilen yunuslar,diğer tarafta evladı için canını vermeye hazır,bir nebze olsun iyileşme belirtisi görmeye muhtaç, varını yoğunu ortaya koyan aileler...Bu ortamlarda  faydalanmak şöyle dursun sağlığı tehtid eden koşulların kolgezdiğini belirten uzmanlar yeterli bilgilendirme olmadığından bu terapilerin çok da revaçta olmalarından şikayetçi...

Aslında Türkiye Bern Sözleşmesi imzalayan ülkeler arasındaymış.Bu sözleşmeye göre Türkiye de yunusların esaret altında tutulması,ticari meta olarak kullanılması yasakmış ama Türkiye de 2007 yılında çeşitli ortamlarda tam 27 yunus  yakalanmış da kınama cezası verilmesine rağmen şu meşhur havuzlarda zoraki gösterilerine başlatılmışlar bile...

Eğer doğal ortamlarında,yunus uzmanları eşliğinde, güvenli bir mesafeden bu eşsiz canlıları gözlemlemek isterseniz TÜDAV ın ( Türkiye Deniz Araştırmaları Vakfı ) düzenlediği bu gezilerle ilgili ayrıntılara  http://www.tudav.org   adresinden  ulaşabilirsiniz.

Eskiden ne zaman masmavi sularda, bir yunusla asker arkadaşı gibi sarmaş dolaş fotoğraf çektirmiş birini görsem gıpta eder, onun yerinde olmak isterdim..Şimdi bilakis, mutsuzluktan ölse bile yüzü gülümser görünmeye muktedir, son derece akıllı, yetenekli bu kadim dostlara hıyanet ettiğimizi düşünüp kederleniyorum...

Eğer içinizden o güleç yüzlü canlılara daha yakından bakmak,çoluğu çocuğu alıp bir yunus gösterisine gitmek gibi düşünceler geçmekteyse ne olur, satın alındıkları ülkelerden günler süren uzun uçuşlar sırasında  tabut büyüklüğündeki su dolu sandıklarda ölüme getirildiklerini,hepsinin duygusal olarak zaten hasta olduğunu,pek çoğunun intihar girişiminde bulunduğunu,taşıma sırasındaki dikkatsizlik ve umursamazlıklardan yaralandıklarını, yollarda telef olduklarını,-mutsuz olan nasıl faydalı olabilir ki? - terapinin falan hikaye olduğunu aklınızdan çıkarmayın...


YUNUS GÖSTERİLERİNE GİTMEYİN,ÇOCUKLARINIZI GÖTÜRMEYİN.









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder