26 Şubat 2013 Salı

OYUNCAK HiKAYESi

  Bundan epey uzun bir zaman önceydi..Hatta Teo nun daha fetüs kıvamında karnımda yüzdüğü dönemlerdi sanırım..
  Leyloş u yorgun argın uyutmuşuz ( kendi yatağında olmakla beraber dummy( sevgili emziği) e e e (battaniyesi) ve süt (biberon içi formül süt) vazgeçilmez üçlüsünün yanında, gününü nasıl geçirdiğiyle alakalı olarak bazen sadece babayı, bazen sadece beni, bazen neye gıcık yapıyorsa artık ikimizi birden nöbete diktiği uykuya geçiş hallerinden sonuncusuydu..ikimiz birden mahsur kalmış hatta sıcağın verdiği rehavetle uyuklamıştık bile (bilenler bilir:en güzel uyku uyuturken olur...)

Ben insan icadı hiç bir şeyin üzerinde rahat edemezken de olsa, günü hayırlısıyla bitirdiğimiz için uzandığım yerden doğrulup  J ye bakıyorum : uyukluyor o da ..
Seslenmeme gerek kalmadan gözünü açınca birbirimize ve Leyla ya bakıp gülümsüyoruz..Derken gün sonu üşengeçliğinden olsa gerek bir sure daha küçük kızımızın dağınık ve neşeli odasındaki oyuncaklara takılıyor gözümüz ikimizin de...

" Oyuncaklarla ilgili ne düşünüyorsun?" diye soruyorum..
" Ne düşünücem tabii ki << Toy Story >>ye inanıyorum" diyor gülümseyerek..

 "Gerçekten mi?" diyorum  sevinçle."Ben de çocukluğumdan beri böyle olduğuna inandırmak istemişimdir kendimi..Yani ben uyurken onların kendi  aralarında eğlendiklerini..Gerçek olmasa da diğerinden daha eğlenceli değil mi böylesi?"

 Daha fazla üzerine bir şey söylemiyoruz sanırım o gün..Ama o haftalarda  ingiltere ye eşimin ailesini ziyarete gittiğimizde, puslu ama ilik bir  yaz sonu sabahı, bahçeye inen merdivenlerde oturmuş laftan anlamayıp sabahın 7 sinde ayağa dikilip peşinden beni de sürüklemiş cadı kızımla :)  ev ahalisinin uyanmasını beklerken, J eli kolu dolu çıkageliyor garajın bahçeye açılan minik kapısından neşeyle...Elindekileri keyif ve saklayamadığı bir gururla ayaklarımızın önüne yayarken bir taraftan da anlatıyor:

" Bunu sınıfimı geçince almışlardı...Bu da benim ilk kovboyum...Aaaaa bunu kaybettiğimi düşünmüştüm,bunlar Actionmanlerim...şu kocaman şey de savaş tankı, içine bütün askerler sığıyor biliyor musun?"

J sanki 40 lı yaşlarının başlarında koskoca bir adam; hatta baba değil de, oyun oynamaya gelmiş arkadaşına oyuncaklarını gururla takdim eden küçük bir çocuk şimdi :)
Her birini elime alip inceledigimde fotograflardan tanidigim  cocuklugu; piril piril kumral saclari, kocaman  açılmış yeşil gözleri ve çilli , sevimli yüzüyle karşımda duruyor...

 Kovboyunun boynuna dolanmış (bilenler bilir şerif Woody nin kini hatırlatan) kırmızı fuları, eline tutuşturduğu tabancası, tankının içinde sanki hala J nin gelip görev yerlerini söylemelerini bekleyen minik askerleri görünce,hatta daha irice (o komutanlarıydı herhalde)olanın  montunun cebinde kim bilir neler düşünerek minik elleriyle yerlestirdiği minyatür bombaları ( konsept savaş malzemeleri gibi itici bir kulvardan da olsa)bulunca tutamıyorum o an  gözyaşlarımı..Çok değerli geliyor o an elimde tuttuğum şey..Geçmişin hem de ne kanlı canlı ;ne anlamlı kanıtları...

Oyuncaklarımız...Bizi biz yapan en değerli hazinelerimiz galiba çocukluğumuza damgalarını vuran..O sabah kahvaltıda çocukluk anılarıyla  bezenmiş oyuncak hikayelerini dinliyoruz J den..Birden, aralarından seçtiklerini Türkiye ye getirme fikri çıkıyor ortaya..Eve döner dönmez de ilk aliş verişlerimizden birinde Leyloş un film arşivinde yer alıyor Toy Story..

Evlenirken  o güne kadar annemin özenle sakladığı yerden çıkarıp bana verdiği uyku arkadaşım, bez bebeğim Ayşe'mi de dün gibi hatırladığım( doktorunun ben olduğu)  büyük ve çok tehlikeli  bir operasyon geçirip tanınmaz hale gelip, adeta içi çıktığı   için sakladığım yerden çıkardım ben de...

Şimdi çocukların odalarında, geçmişimizin en değerli parçalarından, kadim dostlarımızdan oluşan köşeyi  onlara emanet etmeye hazırlanıyoruz bu günlerde.. gözü gibi bakmaları, baktıkça küçük anneyle, sevimli  çocuk babalarını hatırlamaları için...   Herkesin bir Toy Story si var...


 Seninkini düşündün mü hiç?

4 yorum:

  1. canim... oldukca dokunakli bir yazi olmus... eline yuregine saglik. cocukluktan bahsedince...aliş aklima geldi benim de... o yok artik benle degil. cunku benden uc dort yas kucuk tatli bir misafir cocuk aliş i cok sevmis ve bizden ayriliken o kadar dokunakli aglamisti ki aliş i ona hediye edince icimde ayrilikla ilgili ilk kez aci bir firtina kopmustu... pisman miyim degilim..afferim cocuk feyza ya diyorum. aliş i de ozluyorum tabi... kahverengi sacini tombulca olan yanaklarini zeki bakislarini... ilk kez yazdim ben de bu olayi... bi degisik oldum bak gece yarisi... teo ile leylaya kocaman saril teyzos icin:)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hogeldin Feyzacim...Ne guzel seni burada gormek..

      Aslinda baslarken niyetim hic boyle degilken duygusal bi yazi oldu..Alisi cok merak ettim ama, benden de kocaman bi aferin cocuk Feyzaya..bazen kardesimin ya da kuzenimin kizlarinin, Leylos biseyi cok sevince ona armagan ettiklerini gordugum zaman icimde bisey sizliyor..

      cocuklukta cok kiymetlidir ya hersey..o "vazgecis" cok etkiliyor beni her seferinde...

      sonra da cocuklugumuzun gizemli ayrintilarinda, hatirlatan birseyler oldukca tazeleniveriyor iste boyle anilari..


      Sil
  2. Bir an çocukluğuma,dokunmaya bile kıyamadığım oyuncaklarıma gittim yazdıklarını okuyunca.
    Ayrı bir değeri vardı sandalyenin bacaklarına ip bağlayıp kurduğum salıncakta salladığım BEZ BEBEĞİMİN...
    Gözümüz gibi bakıp biryerine birşey olmasın diye kimi zaman en sevdiğimizarkadaşlarımızla bile paylaşmadığımız oyuncaklarımız,şimdi çocuklarımızın odasında...
    Onlar hiçbir zaman bizim kadar bilemeyecekler belki ellerindeki oyuncakların tadını.Bir günlük hevesle oynayıp yeni çıkan başka oyuncağı tüketmek arzusuyla çekiştirecekler ellerimizden...
    Ve hiç bir zaman bilemeyecekler bezden bebek yapmanın tadını...


    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah canim benim...farkinda misin biz de annelerimiz gibi konusmaya basladik..bu isin alameti farikasi "anne olmak" mi, "zamanin hizla ve herseyi degersizlestirerek gecisi" mi anlayamadim...

      Ama bildigim tek sey var o da hangi zamana ait olursa olsun, bi cocuk neyle oynarsa oynasin odur yillar sonra icini titretecek olan..kiymeti bilinmeden oynananlar listesinde olsa da bizim icin, onlarin ozlem dolu gecmisleri olacak...

      :)

      Sil