8 Temmuz 2013 Pazartesi

KORKU FAKTÖRÜ


Herkese iyi tatiller...

Leyla tatile çıktı çıkalı evdeki rutini onu pek tatmin etmediğinden,eğer dışardaysak kendine iyi gelecek şeyleri bulmakta iyice ustalaştığı günleri idrak ettiğimiz şu günlerde,ayrıca her zaman yaşıtlarına göre fazla cesur davrandığı konusunda ebeveynleri olarak hemfıikir olsak da bazen yaptığı şeylerle bizi bile hayrete düşürmekte üstüne yok,buna da sevinsek mi üzülsek mi bilemiyoruz...

Neden mi bunu söylüyorum?

Geçtiğimiz gün itibarıyla henüz ikibuçuk yaşında olan küçük kızımla  7 yaş izleme  sınırı olan Monsters University filminin tamamını izlemiş bulunmaktayız.

:)

Bununla gurur mu duyuyorum?

Aslında tabii ki HAYIR,
ama  öyle mutlu,öyle keyifle izledi ki tüm filmi,evet bir taraftan da  tüm kalbimle EVET!

Ona küçük bir çizgifilm arşivi oluştururken biz de mutluluktan dörtköşe olmuş, her aldığımız filmi yeniden ve yeniden onunla izlemiştik,izliyoruz, yol çok uzun ve çift dikişli olduğundan izlemeye  de devam edeceğiz gibi görünmede...
İzlemekten hiç ama hiç bıkmadıklarımız gibi artık bakmaya tahammül edemediklerimiz de oldu...
Ve dahi filmleri birer birer arşive eklerken durup düşünmeyip '' şimdi olmasa da daha sonra mutlaka '' diyerek hevesle eklediğimiz birkaç film de oldu...İşte o filmden biriydi Monsters Inc.  

Ama öyle olmadı.

 :)


Leyla ayaklanmaya  başlayıp da o minik pembe sandalyesini sürükleye sürükleye kitaplığının üst rafının önüne kadar getirindip ne istediğine bizzat kendi karar verdiği günlerde de DVD ler göbekleri bir kesilmiş gibi şimdi izleneceklerle daha sonra izlenecekler ayıklanmadan öylece  bir arada durunca, 1.5 yaş civarına tekabül etti maalesef bu güzel DVDyi izlemesi...Almış...Salona kadar getirmiş...DVD playeri kendi açmış..Bizzat kendi yerleştirmiş ve o ürkütücü ilk sahneyi küçücük parmaklarıyla yarıdan fazlasını kapattığı gözlerini kırpıştıra kırpıştıra izlemiş,Boo yu gördüğünde de filmi izleyen ve Leyla yı ilk kez gören herkesin benzetmekte gecikmemesi gibi ''Lellaaaa Lellaaaa ''demişti...

Bizim halimiz mi?

Çok üzülmüştüm kendi adıma konuşmak gerekirse...O kadar küçük bir çocuğun beyninin '' korku '' faktörüyle böylesine erken tanışmasına hiç ama hiç gerek yoktu...Bu konuda babayla biraz ayrı düşünüyoruz.Bunu farkettiğinde biraz üzülmüştü o da ama baktı ki Layla da tık yok,her hangi bir korku emaresi belirmemekle beraber ne zaman DVD izleyelim mi diye sorsak ille de Boo da Boo diye tutturmaya, kutusunu kaptığı gibi de soluğu salonda almaya başladı,o da oldukça rahat davrandı ve'' Eğer beğeniyorsa bırak izlesin ''modunda devam etmeyi tercih etti...Zamanla herşeye olduğu gibi  buna da  alıştık ve Monsters Inc. bizim köşe taşımız,efendim üzücü birşey gerçekleştiğinde adeta sığınılacak bir liman gibi korku -komedi -şaşkınlık veren hararetli sahneleriyle gönül avuntumuz haline geldi...

Günler ayları kovaladı ve Leyla iki yaşlarındaydı,ilk minik ziyaretini yaptığında sinemaya...O günden sonra unutamamış,hayallerinde tekrar sinemaya gitmeyi birinci sıraya koyuvermişti.Biz de aslında tekrar götürmek istiyor ve fakat hangi film onun için uygun olabilir sorusunda takılıp kalıyorken geçtiğimiz günlerde vizyona giren Monsters University yetişti imdadımıza...Leyla için izin alma girişiminde bulunduğum bilet kesen görevli beni dinlemedi bile...Ben de o sırada gevelemekteydim,işte efendim en sevdiği çizgifilm buymuş da,yaşına göre çok olgun bir çocukmuş da...Hı hı dedi ve hemen biletleri hazırladı...

Bize de koltuklarımıza kurulup keyifle filmimizi izlemek düştü...

Zaten hatırlamaktaydı kuzucuğum,çok fazla koltuk var ve karanlık orası...Çok da kalabalık...Biz girdiğimizde reklamlar vardı ve salon karanlıktı ama kulağına eğilip de, koltuğa mı kucağıma mı oturmak istediğini sorduğumda '' Tabii ki koltuğuma anne,abiler gibi ! '' demez mi?

Monsters University  keyifliydi kesinlikle...Boo yoktu bu kez ama izlenilesi bir film bana göre... Kahraman Mike Wazowski beni benden aldı azmi ve kararlılığıyla..Bu arada alt tarafı bir G Ö Z ün bütün hissettiklerini izleyene geçirebilecek başarıdaki animasyonuna da  tümüyle Piksar a olduğum gibi hayran kaldım...Filmin ''farklılıkları avantaja dönüştürmektir başarı '' mottosu ise o hengame içinde durup da pek çok şeyi gözden geçirmemi sağladı o karanlık yerde ...

Ve evet, J sabırsız izlemek için :)


Filmin unutulmaz yanı mı?

Sevimli canavarımın,oturduğu andan itibaren ilk yarım saat - bir zamanlar küçücük birer çocukken hepimizin heyecanlandığında ve çok sevindiğinde yaptığı gibi-  karanlıkta pırıl pırıl gördüğüm miniş gözlerini kırpıştırıp,omuzlarını yukarı çekerken bana bakıp bakıp  kikir kikir gülmesiydi sanırım...









3 yorum:

  1. bence eger çocuğunuzu iyi tanıyor ve izlediğinin onu iyi yönde etkileyeceğini düşünüyorsanız neden erken dönemde izlemesi bir mesele olsun ki?
    çok da iyi olmuş bence.Anlattıklarınızdan belli oluyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet biz de boyle avunuyoruz acikcasi...tesekkurler... :)

      Sil
  2. cok merak ettim filmi.bende izlemek istedim simdi.hatta oglum 7 yasinda onunla gitmeyi dusunuyorum,o da cok sevmisti ilkini

    YanıtlaSil