Uyumuş kalmışız. Kızla babası arabada bekliyorlardı, onlar da uyuyorlardır şimdi...Küçücük elin üzerinde bebeciğimin etine sabitlenmiş bir ince hortum, oynattıkça kan sızmış kurumuş kalmış kenarlarında. Görünce içim cız ediyor. Işık hızında bir yıl önceye gidiyorum. Vücuduna sabitlenmiş başka başka hortumları ve dıııt dııt dıııt seslerini duyar gibi oluyorum...Bu günümüze şükür. Şimdi o hortumdan gelen sıvı sayesinde iyiyiz artık.
Doğruluyorum kıvrılıp kaldığım yerden, sırtım nasıl sızlıyor...Oğlan ağlamıyor, kusmuyor ya nasıl bir coşku içimde sabaha karşı müşahade odası sersemliğinde...
Yine uzaklardan bir ses.TV açık koridorda, yankılana yankılana yanımıza ulaşıyor haberleri okuyan kadının sesi:
Konya'nın Ereğli ilçesinde nüfusa kaydettirilmemiş 40 günlük Ayaz bebek evlerinin camı olmadığı için soğuktan öldü.
Soğuktan öldü...
Soğuktan öldü...
Birileri kendilerine ait olmayanları hiç gocunmadan ceplerine doldururken bir bebek evinin camı olmadığı için soğuktan ölüyor...
Başka bir kanalda eşinin aklanmasını dört gözle bekliyor başka bir anne..." Çocuğum için endişeleniyorum" diyor, rencide oluyor diye gözyaşı döküyor...
Sahi rencide olmak,toz kondurmamak,yalan söylemek,başkalarına ait olanı cebe indirmek,dibine kadar yalan denizine batmış olanın aklanmasını bekleyebilmek bu kadar kolayken beş parasız olmak nasıl bir his kim bilir?Ya bebeğinin hakkının üstüne konanı uzaktan izlemek? Maviş anne bebeğinin ölümünü izledi üstelik...ÇALANLARdan olmadığı için çocuğu soğuktan donarken sessizce ağlayabildi yalnızca...
Tüm yapabildiği buydu çünkü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder